ABD’de Donald Trump’ın başkanlık seçimini kazandığı gün, Avrupa’nın en güçlü ekonomilerinden Almanya’da koalisyon hükümetinde siyasi kriz patlak verdi. “Trafik ışıkları” olarak bilinen Sosyal Demokrat Parti (SPD), Hür Demokrat Parti (FDP) ve Yeşiller’den oluşan üçlü koalisyon, bütçe ve ekonomi konularında yaşanan anlaşmazlıkların ardından çatırdamaya başladı.
Hür Demokrat Parti lideri ve Maliye Bakanı Christian Lindner, dün Başbakanlıkta yapılan görüşmede sürpriz bir hamleyle erken seçim önerisinde bulundu. Ancak Başbakan Olaf Scholz, bu talebi reddetti. Gergin geçen toplantı sonrasında Scholz, Lindner’i Maliye Bakanlığı görevinden aldı. Bu adım, koalisyon içindeki gerilimi daha da artırdı ve erken seçimin kapısını araladı.
Güven Oylaması ve Erken Seçim Süreci
Başbakan Scholz, Almanya’nın güçlü ve karar alabilen bir hükümete ihtiyaç duyduğunu belirterek, ülkeyi daha fazla siyasi istikrarsızlığa sürüklememek adına 15 Ocak’ta güven oylamasına gidileceğini açıkladı. Güven oyu alınamaması halinde, Mart ayında erken seçim yapılacağını duyurdu. Scholz, Almanya’nın Budapeşte’deki zirvede Avrupalı ortaklarına güven vermeyi amaçladığını ve Avrupa’nın ekonomik istikrarına zarar verilmemesi için Almanya’nın siyasi belirsizliğe son vermesi gerektiğini ifade etti.
Güven oylamasında başarısız olması durumunda, Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier’den seçime gitme talebinde bulunacağını belirten Scholz, Almanya’nın anayasal süreçlere uygun olarak 60 gün içinde erken seçime gitme olasılığını gündeme getirdi.
Muhalefetten Destek Arayışı
Başbakan Scholz, dün gece yaptığı açıklamada, kamuoyu yoklamalarında önde olan muhafazakâr lider Friedrich Merz’den kritik yasa tasarılarını geçirme konusunda destek talep edeceğini söyledi. Özellikle ekonomi ve savunma alanlarındaki yasal düzenlemeler için Merz’in desteğine ihtiyaç duyulacağı belirtildi. Scholz’un bu hamlesi, hükümetin ekonomik istikrar sağlama çabalarının sürdüğünü gösterirken, erken seçimle birlikte Almanya’nın gelecekteki liderliğine yönelik soruları da gündeme taşıyor.
Ekonomiye Etkisi Büyük Olacak
Üçlü koalisyonun sona ermesi, ekonomik olarak zorlu bir süreçten geçen Almanya için kritik bir döneme denk geldi. Üst üste ikinci yıl küçülme tehlikesiyle karşı karşıya olan Almanya ekonomisi, siyasi istikrarsızlık nedeniyle daha fazla risk altına girmiş durumda. Erken seçim ihtimali, piyasalarda belirsizlik yaratırken, Almanya’nın ekonomik reformlarını hızla hayata geçirebilmesi için siyasi bir çözüme ulaşması gerektiği vurgulanıyor.
Almanya’daki bu siyasi kriz, sadece ülkenin iç dinamiklerini değil, aynı zamanda Avrupa Birliği’nin istikrarını da etkileyecek potansiyele sahip.